BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI MAĞDURLARI

ÖRTÜNMEK GÜZELDİR !

Archive for 31 Tem 2007

ONURUMUZLA OYNAMAYA ÇALIŞAN ŞEREFSİZLER

Posted by basortusu Temmuz 31, 2007

İnancımıza dil uzatıldı, hakaret edildi, çok ağır sözlere muhatap kaldık ama böylesi görülmedi! İnancımızdan yola çıkarak namusumuza aynı anda yapılan ağır saldırıya, büyük tepki var!!BAŞÖRTÜSÜ HÜRRİYET ERTUĞRUL ÖZKÖK
Kamuoyuna sesleniyoruz!

Lütfen sağduyulu, akıllı ve sabırlı olun!

Hürriyetin Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkökün kökü dışarda mahvillerin içerdeki kuklalarına verdikleri görev gereği analarımıza, bacılarımıza ve namuslarımıza dil uzatan yazısı tüm akıl sahiplerinde hayrete ve infiale yol açtı!

Bunu gelen on binlerce tepki mailinden biliyoruz!

Şimdi bazı fırsatçılar önceden yaptıkları gibi bazı ortamlara zemin hazırlamak için Uğur Mumcuyu, İpekçiyi, Üçok ve diğer fikir adamlarına yaptıklarını bu aşağılık adam Özkökede yapabilirler ve bundan müslümanları sorumlu gösterebilirler!

Bu oyuna gelmeyin!
Sakın gelmeyin!!

Tepkinizi fax, mail, telefon ve faxlarla bildirin!

Bu adam böyle bir yazıyı tehdit etsen yazmaz!!
Yazamaz!
Aklı kabul etmez!

Peki neden bu yazıyı yazdı yada yazdırıldı?

Bu tür provakatör yazılar ancak bazı planların arefesinde ortaya çıkabilir!

Son gelişmelere dikkat!

Sauna çetesi, Milli Güvenlik Siyaset Belgesinin basına sızdırılması ve sonra sözde çökertilen bir çetenin elinde bulunması, Şemdinli olayları ve savcının görevden değil, meslekten ihracı, Demirel’in örtü açıklaması, Sınır ötesi harekat ve sınıra asker yığılması, yeni terör yasasının meclisten çıkartılmak istenmesi ve diğer bazı detaylar!!

Biz bu oyunu bozacağız!
Hep birlikte!
Kimseye kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerine iktidar ve saltanat kurdurmayacağız!
And içtik!

PEKİ ÖZKÖK NE YAZMIŞTI!!

Önce Demirel, ‘başörtülüler Arabistan’a gitsin’ dedi.. Ardından cuntanın satılık kalemi Hürriyet’in başyazarı Casanova’ların örtülülere karşı duyduğu ‘ilgiyi’ köşesine taşıdı!
Özkök, Pazar günü PAZAR YAZISI adlı köşesinde yazdığı çirkin yazıda örtülü hanımlara dil uzattı.. Bu yazı gazetenin internet sitesinde ayrı, Hürriyetin avrupa baskısında ise farklı şekilde değiştirilerek basıldı..

Web sitesinde gayet masum olan ifadeler..( ki bu ifadeler değiştirildi )
Hürriyetin avrupa baskısında ise hiçbir değişikliğe uğramadan orjinal haliyle basıldı!

Hürriyetin internet basıkısında adı geçen yazar, şu şekil yazıyor:
Geçenlerde uzun yıllardan beri tanıdığım bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. “Biliyor musun, türbanlı kadınların psikolojisini merak ediyorum” dedi.
Son zamanlarda başka arkadaşlarımda da buna benzer ilginin yükselmekte olduğunu görüyorum.

Bu onursuz, devşirme, avrupa baskısında yayınlanan aynı yazının, orjinal değişmeyen kısmında ise aynen şöyle diyor;

Geçenlerde uzun yıllardan beri tanıdığım bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. Hadi biraz daha ayrıntı vereyim.
Kadınlarla ilişkisi Casanova sınırlarında dolaşan bir arkadaşım.

Çapkın kelimesini çok banal ve aşağılayıcı bulduğum için, evrensel bir benzetmeye sığındım. Biliyor musun, türbanlı kadınlar ilgimi çekmeye başladı
dedi.. Son zamanlarda başka arkadaşlarımda da buna benzer ilginin yükselmekte olduğunu görüyorum.

Şerefsiz, onursuz, haysiyetsiz adam!
Sen kimsin?
Senin bir arkadaşım dediğin o karnaval çocuğu kim? Öyle biri var mı? Yoksa sen mi öylesin?
GAZETENİN TÜRKİYE BASKISI ELİMİZDE, AVRUPA BASKISI ELİMİZDE, İNTERNETTE YAYINLANAN YAZI ELİMİZDE…

Kaçarınız yok!
70 milyon vatan evladının huzurunu bozan, namusuna dil uzatan bu yazınla alakalı gerekeni yap! Tepkilerden dolayı sitenizin irtibat bölümü devre dışı kaldığını biliyoruz!
Hürriyetin yıllar önce çökertilen sitesinin başına gelenleri hatırlatıyoruz!

Posted in BAŞÖRTÜLÜYE YAPILANLAR, BAŞÖRTÜSÜ HABERLERİ | 5 Comments »

KİŞİLİK İLE DİŞİLİK ARASINDA KADIN

Posted by basortusu Temmuz 31, 2007

Bu, tarihte kadına yapılmış en büyük ikramdır. İnsanların önüne çıkaracak bir erdemi, bir kimliği, bir kişiliği bulunmayan bir kadın ille de farkedilmek istiyorsa, insanlara BAŞÖRTÜSÜ TÜRBAN“dişiliğini” gösterecektir; kişiliği yerine dişiliğini. Yani tesettürü emreden Kur’an’ın kadına verdiği açık mesaj şudur: Dişiliğinizle kendinizi görünür kılmak yerine kişiliğinizle/şahsiyetinizle erkek egemen dünyada hak ettiğiniz saygın yeri alın. Onun için tesettür, kadının insan kimliğini teninin önüne koymak demektir.Tesettür emri, ancak bu yaklaşımla doğru anlaşılabilir. Tesettüre karşı çıkanlar, bilerek veya bilmeyerek kadını kimliksiz ve kişiliksiz yapmak isteyenler, onun teninden haksız kazanç sağlamak isteyen, onu metalaştıran, onu hep edilgen ve zevkine hitap eden bir nesne olarak görmek isteyenlerdir. Neden böyle isterler? Dikkat ederseniz, kadını kimliksiz ve kişiliksiz görmek isteyenlerin hemen hemen tamamına yakını nefsine kul olmuş erkeklerdir. Neden? Çünkü kimliksiz bir kadının bedenini, estetiğini daha çabuk istismar edebilirler, örseleyebilirler, ondan yararlanabilirler. O sebeple kadının örtüsüne yönelik her düşmanlık, farkında olunsun ya da olunmasın, aslında kadının bedenini istismara açmak isteğinden başka bir şey değildir.

Sonuç: Modern kadın, dişiliği erkekler tarafından tepe tepe sömürülmek amacıyla kişiliği yok edilen kadındır. Eğer Müslüman kadın, tesettürü kişiliğin öne çıkarılması için dişiliğin örtülmesi olarak görmeyip, onu dişiliğini öne çıkarmanın bir aracı kılıyorsa, o tesettür tesettür değildir. Ona “örtülü çıplak” derler.

Siz kendi değerlerinizi dalgaya alıyorsanız, sizi kim ciddiye alır?

 

 

Posted in GENEL YAZILAR | 1 Comment »

Tesettürlü Bir Kız İle Subay Eşi Olan Bir Bayan Arasındaki Konuşma

Posted by basortusu Temmuz 31, 2007

Tesetturlu bır kız alısveriş için gırmek ıstediği bir mağazanın önünde duran bayandan geçmek için müsade ister.Kadın tuhaf bir şekilde kızı süzerek”tabi headscraf1.jpgbuyrun önden siz geçeceksinız artık” der.Kız şaşkınlıkla “nasıl yani ne demek istediniz anlayamadım”der.Kadın”uzulme canım zamanla anlarsın”der.Kız da”zamana bırakmayalım buyrun acıklayın” der.kadın”pekı canım.Şoyle soyliyeyim san.Artık başta sizin hükümetiniz var her istediğiniz oluyor önden siz geçeceksiniz tabı”der.Kız da”bızım hukmetımız basımızda oldugu ıcın mı ben okuyamıyorum”der.kadın gayet sakın”basını ac oku”der(hasbinallah).Kızcagız gayet sakin “ben ımam-hatip mezunuyum”der.Kadın bunun uzerıne şoyle der.”ben çapada bır doktorum ve sen asla bır doktor olamıyacaksın der”kızın yuzundekı şok ıfadesını tahmın edebılısınız sanırım.Kız bunu uzerine “şimdi belki ama bu devran boyle donmeyecek der”ve kadın ordan cıkar gider.

2 dakıka sonra biraz ilerideki magazada tekrar karsılasırlar.kadın aldıgı kıyafetlerle kızın yanına gelir ve der kı”zevklerimız aynı,aynı yerden gıyiniyoruz”.Kız “ama goruslerımız cok farklı”der.kadın aaa olur mu lahavle vela kuvvete bende muslumanım der))(olaya bakın sahadet getrılerek musluman olundugunu bıle bılmiyor).Neyse ve devam eder kadın;ama sız neden boyle yapıyorsunuz der kadın kıza.”kız ben ne yapıyorum kı” der.kadın”ataturk bole mı ıstedı der”kız kadının anladıgı dılde konusmaya calısır”ataturk cahıl kalmamamızı ıstiyordu bende okumak ıstiyorum.”Kadın devam eder”aç başını oku der.kız sinirlenir ama belli etmez “hanım efendi bu başörtü benim dini inancım,ozgurlugum kim buna engel olabılır kı”der ve kadının kullandığı ifade aynen şu”benim eşim subay ve eşim var oldugu surece sız aslaaa basortusu ıle okuyamayacaksınız.der ve cekıp gider….

Bunu bir yerden okudum bir konu dikkatimi çok çekti sizlerle de paylaşmak istedim….Aslında hepimiz oların boyle oldugunu biliyoruz ama goruyormusunuz muslumana ve tesetture olan kin ve öfkeyi……..Tanımadığı bir kişiden geçmek için musade isteyen bir bacımız nasıl da hor gorulup hakaretlere maruz kalıyor…..Bu daha tek bir ornek bunun gibi her gun onlarcası yaşanıyor…Düşünün ki bu doktorun tesetturlu bir çok hastası var nasıl muamele de bulunacak onlara…………

Posted in BAŞÖRTÜLÜYE YAPILANLAR | 6 Comments »

CHP Lİ ÜYEDEN TÜRBAN HAKARETİ

Posted by basortusu Temmuz 31, 2007

Kırşehir Belediye Meclisi toplantısında, CHP’li kadın Meclis Üyesi, başörtülü muhabiri ‘Göz zevkimi bozuyor’ diyerek toplantı salonundan çıkarttırmaya kalktı.

Kırşehir Çınar Gazetesi’nde muhabir olarak çalışan Fatma Alkan isimli türbanlı CHP TÜRBAN HAKARETgazetecinin, toplantı salonunda türbanlı bulunmasından rahatsız olan CHP’li Meclis Üyesi Balcı, türbanlı gazeteciye, ‘Türbanlı bir şekilde karşımda oturman göz zevkimi bozuyor’ dedi.
Kırşehir Belediye Meclisi toplantısında, CHP’li kadın Meclis Üyesi, başörtülü muhabiri ‘Göz zevkimi bozuyor’ diyerek toplantı salonundan çıkarttırmaya kalktı.Kırşehir Belediye Meclisi Toplantısında, CHP’li Meclis Üyesi Saadet Balcı tarafından türbanlı basın mensubuna sözlü saldırı da bulunuldu.

Belediye Meclis Toplantı Salonu’nda Belediye Başkanı Halim Çakır başkanlığında bir araya gelen meclis üyeleri, gündemdeki konuları masaya yatırırken, toplantının ilerleyen dakikalarında CHP’li Belediye Meclis Üyesi Saadet Balcı tarafından türbanlı basın mensubuna sözlü saldırıda bulunuldu.

Kırşehir Çınar Gazetesi’nde muhabir olarak çalışan Fatma Alkan isimli türbanlı gazetecinin, toplantı salonunda türbanlı bulunmasından rahatsız olan CHP’li Meclis Üyesi Balcı, türbanlı gazeteciye, ‘Türbanlı bir şekilde karşımda oturman göz zevkimi bozuyor’ derken, Balcı’nın bu açıklaması Ak Partili Meclis Üyesi Yılmaz Özdemir’i çileden çıkardı.

CHP’li Meclis Üyesine sinirlenen AK Partili Meclis Üyesi Özdemir, ‘Gözün bozuluyorsa gözlük tak’ diyerek tepki gösterdi. Toplantıda, Belediye Başkanı Halim Çakır da türbanlı gazeteciye sahip çıkarken, ‘Bu toplantıya her vatandaş katılabilir. Buna kimse karışamaz’ dedi. Türbanlı gazeteci Fatma Alkan, CHP’li meclis üyesinin sözlü saldırılarına rağmen toplantıyı basın masasında takip
ederken, toplantı bitiminde salondan ayrıldı.

Posted in BAŞÖRTÜLÜYE YAPILANLAR, BAŞÖRTÜSÜ HABERLERİ | 4 Comments »

İMAMHATİPLER VE İLAHİYATLAR NASIL KORUNUR ?

Posted by basortusu Temmuz 31, 2007

İmam Hatipler ve İlahiyatlar nasıl korunur

Yaşanan dinin önemli unsurları vahye dayalı bilgi, iman, amel ve duygudur. Bunlardan biri eksik olunca din de eksik olur; yalnız eksilmekle de kalmaz, diğer unsuları etkileyerek, zayıflatarak, bozarak tamamen yok olmaya götürür.

Din bilgisi ve eğitimi ailede başlar, diğer eğitim çevrelerinde ve özellikle okulda devam eder. Okul çağında çocuklar ve gençler din eğitim ve öğretiminden uzak tutulamaz; tutulursa bu kopukluğu telafi etmek imkansız gibidir. Laik ülkelerin devlet okullarında (özel okullarda değil) belli bir dinin eğitim ve öğretimi herkes için mecbur hale getirilemez, ama her dinin mensuplarına, istedikleri din eğitim ve öğretimini almaları için çeşitli imkanlar sağlanır; mesela haftada bir gün okul tatil edilir, sınıflar din derslerine açılır, din mensuplarının (ilgili kurum ve kuruluşlarının) seçtikleri din öğretmenleri gelip eğitim ve öğretim yaparlar, gerektiğinde çocuklar mabetlere götürülür… Özel (mesela kilise) okullarda ise bütün öğrencilere belli bir dinin eğitim ve öğretimi de verilir, istemeyen çocuğunu bu okullara vermez.

Bizim ülkenin laikliği bir acaib; sözüm ona mecburi din dersi var, ama adı “din kültürü ve ahlak bilgisi”; yani dinin kendisi değil kültürü, ahlakın eğitimi değil, bilgisi. Niçin böyle? Laikliği korumak için. Eğer belli bir dinin eğitim ve öğretimi (mesela İslam din ve ahlak bilgisi ve eğitimi) olsaydı istemeyenler de bu dine mecbur edilmiş olacaklardı. Formül öyle bulunmuş, isim ona göre konmuş ve laiklik korunmuş, ama laikliği (din ve vicdan özgürlüğünü) korumak için bir şey daha yapmak gerekirken bu yapılmamış; yani isteyenlere belli bir dinin eğitim ve öğretimini alma, aldırma imkanları kapalı tutulmuş, ilköğretimi bitirmeyen öğrencilerin yaz Kur’an kurslarına devamları bile yasaklanmış. Bu durum karşısında dindar vatandaş farklı (hem İslam eğitim ve bilgisi verilen hem de orta öğretim yapılan) bir okul istemiş, bu istek de İmam Hatip Okulları ile karşılanmış. Laikliği dindarlaşmaya karşı bir araç olarak kullanmak isteyenler baştan beri bu okullara karşı çıkmışlar, kapatmaya muvaffak olamayınca bir yandan orta kısımlarını kaldırma, diğer yandan lisesinden mezun olanları din hizmeti mesleğine mahkum etme yolunu seçmişlerdir. Halbuki dindar vatandaşın ihtiyacı yalnızca din görevlisi temin etmek değil, aynı zamanda çocuklarını dindar olarak yetiştirmek ve her kademede hayata sokmaktır.

Laikliği, din ve vicdan özgürlüğünü korumanın yolu İmam Hatip Okullarını korumaktan ve belli ölçülerde din eğitim ve öğretimine de yer veren özel orta öğretim okullarına izin vermekten geçer. Hem devlet okullarında din eğitim ve öğretimine imkan verilmez hem de İHL ve özel okullarda din eğitimi engellenirse bunu yapanlar laik değil, din özgürlüğü karşıtı, din karşıtı olurlar.

YÖK yakınlarda aldığı bir kararla din kültürü ahlak bilgisi öğretmeni yetiştirme hak ve görevini İlahiyat Fakültelerinden alıp Eğitim Fakültelerine verdi. Gerekçesi öğretmenlerin tek kaynaktan yetişmesi imiş. Bu tek tip, tek kaynak, tek formasyon bizim laikçilerin çok hoşlandıkları bir kavramdır. Bütün istedikleri de kendi ideolojilerini, dünya görüşlerini dayatmak, farklılığa imkan vermemektir. Bugüne kadar İlahiyat Fakülteleri, mesela Eğitim Fakültelerinin vereceği formasyonu vererek din bilgisi öğretmeni yetiştirdi, İlahiyatların din eğitimi bölümlerinde birçok değerli akademisyen yetişti, bunlar Eğitim Fakülteleri ile de devamlı temas ve alış-veriş içinde bulundular, bu uygulamada bir aksaklık, bir eksiklik, bir problem olmadı. Din eğitim ve öğretimi mesela felsefe öğretimi gibi değildir; burada öğretmenin inanması ve yaşaması da gerekir. Eğitim Fakültelerinde bunu sağlamak mümkün olmadığına göre asıl maksat ve gerekçenin de ne olduğu ortaya çıkmaktadır.

Posted in GENEL YAZILAR, NEDEN YASAK | Leave a Comment »